14 Mayıs 2007

BASIN AÇIKLAMASI

ECZACINIZ 168 İNCİ BİLİMSEL ECZACILIK GÜNÜâ??NÜ KUTLUYOR


Türk Eczacıları Birliği Başkanı Ecz. Mehmet DOMAÇ; 14 Mayıs Bilimsel Eczacılık Günü dolayısıyla Merkez Heyeti adına basına bir açıklama yaptı. Ecz. Mehmet DOMAÇâ??ın açıklaması şöyle:

Kamuoyuna,

Bilimsel eczacılığın 168 inci yılı nedeni ile, sokak arasında, hastane karşısında, mahallenizde, ilçenizde, köyünüzde, hatta yaylanızda eczanesini sizlere ilaç ve hizmet ulaştırmak için her gün açan ve günde 12 saat sizler için çalışan eczacınız, bu yıl bilimsel eczacılığın 168 inci yılını kutluyor. Tüm meslekler gibi, ülkeler gibi, Türkiye gibi, eczacılığın da hızlı bir dönüşüm geçirdiği bir dönem yaşıyoruz. Mesleki olarak ortaya çıkan sorunlarımızı gidermek için biz Türkiyeâ??de yaşayan ve çalışan 29.000 eczacı, sürekli çaba harcıyoruz. Ama esas önemli çabamız, mesleki olarak kendimizi geliştirmek, topluma daha iyi bir ilaç ve danışmanlık hizmeti vermek. Bizler, siz hastalarımızın bilimsel eczacılığın 168 inci yılında hem eczacınızı daha iyi tanımanızı, sorunlarımıza duyarsız kalmamanızı; hem de eczacınızın gözünden ülkemize bir kez bakabilmenizi istiyoruz.


HEM DEMOKRATİK, HEM LAİK BİR TÜRKİYE İSTİYORUZ!

Cumhurbaşkanlığı seçiminin Meclis tarafından çözümlenmemesi ile birlikte, Türkiye yeni bir sürece girdi. Askerlerin siyasete müdahalesi tarihine bir de 27 Nisan eklendi. Türkiye demokrasisini sürdürülebilir kılmak için tüm sivil güçlerin çaba ve emek harcaması gerekiyor. Askeri vesayet, seçim sonuçlarını beğenmediğimizde sığınacağımız bir liman olmaktan çıkmalıdır. Demokrasiye çıpa atmak, ancak toplumun kendi özgücüne güvenmesi ile mümkündür. Diğer yandan, laiklik özgürlükçülük anlayışının bir uzantısı olmalıdır. Kişilerin bir dine, bir mezhebe ya da bir ırka mensup olması kendilerine ait bir konudur. Bu konunun tartışmaya açılmasının maliyetini Rahip Santoro, Hrant Dink ve Malatyaâ??da öldürülen üç kişi ödemiştir. Fakat sadece onlar değil, bir arada yaşama iradesini çiğneyenlerin bu davranışları bütün toplumu zehirlemektedir. Barışcıl, demokratik ve laik bir Türkiye, askeri vesayetle de katliam mantığı ile de gerçekleştirilemez.
Laik ve demokratik bir Türkiye için 1982 Anayasası demokratikleştirilmeli, seçilme yaşının 25â??e indirilmesi, Cumhurbaşkanıâ??nın halk tarafından beş yıllığına seçilmesi gibi önlemler mutlaka alınmalıdır. Fakat demokratik bir tutumun esas göstergesi Meclisâ??in seçim barajlarını kaldırması ve bu Meclisâ??te temsil edilemeyen büyük çoğunluğun kendilerini ifade etme şansı bulmaları olacaktır. Diğer yandan, askerlerin siyasete etki etmesini sağlayabilecek her türlü zemin ortadan kaldırılmalıdır.

MESLEĞİMİZ ÖNEMLİ DEĞİŞİMLER GEÇİRDİ!

SSK ve Yeşil Kartlıların eczanelerden ilaç almaya başlaması ile birlikte ilaç hizmeti Türkiye nüfusunun yarısı için daha ulaşılabilir ve kaliteli hale geldi. İlaç Fiyat Kararnamesi ile ilaç fiyatlarının düşmüş olması da diğer bir önemli gelişme. Aynı zamanda referans fiyat uygulaması ile bu fiyatlar bir standarda bağlandı. Diğer yandan ilaçta KDV oranlarının 1 Mart 2004 tarihinden itibaren %8 olarak uygulanması, uzun yıllar süren mücadelemizin bir ürünü oldu. Ancak, majistral ilaçların da KDV oranının düşürülmesi gerekiyor.

GERİ ÖDEMELER DÜZENLİ YAPILMAZSA ECZANELER KAPANABİLİR!

Sağlık hizmetinin vazgeçilmezleri olan ilaç ve eczacılık alanında sürekliliğin sağlanabilmesi kurumların sözleşmelerde bağıtlanan ödeme sürelerine uyması ile mümkündür. Bugün, eczacılar kurum ödeme gecikmeleri nedeni ile eczacılık hizmetini sürdürmekte zorlanmaktadır. Çünkü anlaşmalı olduğumuz kurumların çoğu, ödemeleri zamanında yapmıyor. İlaç ödemelerinin yapılmama gerekçesi olarak ödenek yokluğu ve kaynak sıkıntısı mazereti üretiliyor. Bizce, geri ödeme listesi oluşturulurken kriterlerin bilimsel bir temele oturtulması ve uzman kuruluş ile kişilerden görüş alınması, bu görüşlerin de ciddiye alınması gerekmektedir.

İlacın yüzde 85â??inin alıcısı olan kamu kurumlarının alımlarda sınırlamaya gitmesi, Bütçe Uygulama Talimatıâ??nın sürekli değişmesini gündeme getirmektedir. Bu neredeyse günübirlik değişim, eczacıların uyumunu zorlaştıran bir etmendir. Ayrıca ödeme gecikmelerinin ortaya çıkması, özellikle konsolide bütçenin ödemedeki çok sayıda formalitesi, gecikmeleri uzatmaktadır.

İlaç Fiyat kararnamesiâ??nde yer alan Euroâ??ya bağlı ilaç fiyat düşüşlerinden eczacılar etkilenmektedir. İlacın ucuz olması doğru bir yaklaşımdır, fakat eczacıların bundan etkilenmemesi için hazırlanan kararname taslağında varolan 45 günlük geçiş süresi korunmalıdır. Ayrıca, taslakta 200 milyon üstü ilaçlarda karlılık artışı ya da marj artışı söz konusu olmalıdır.

Eczacıların sağlık hizmetini sağlıklı bir ortamda sürdürebilmesinin önkoşulu, gecikmiş ödemelerin bir an önce yapılması ve bundan sonra sözleşmelerle belirlenen ödeme sürelerine sadık kalınmasıdır. İnsanın en temel hakkı olan â??sağlıklı yaşam hakkınınâ? sürdürülebilmesi için, kendi hakkımızın ve toplumun hakkının sonuna kadar takipçisi olacağız.




REÇETE KONTROLLERİ TEK TİP OLMALI!
SSK reçetelerini karşılanması elbette eczacılara belirli yükler getirdi. Her şeyden önce reçete kontrollerinin tektip olmamasından ve kuralların belli olmamasından kaynaklı sıkıntılarımız var. Eczane içindeki evrak işleri de çok fazla artmış durumda. Bu sorunların çözülmesi için prosedürlerin sadeleştirilmesi, standartlaştırılması ve belirli ölçütlere uygun, teknoloji ile uyumlu hale getirilmesi gerekiyor.


ECZACILIK EĞİTİMİNİN İÇERİĞİ DEĞİŞTİRİLMELİ!

Biz eczacılar, eczacılık hizmeti verebilmek için beş yıllık yoğun bir eğitimi tamamlıyoruz. Fakat mesleki eğitimimizle ilgili sıkıntılarımız var: Eczacılık eğitiminde iki temel sorunla karşı karşıyayız: birincisi, yeni fakülteler açılmasına ve fakülte kontenjanlarına bağlı olarak eczacı sayısını şişiren bir eğitim modeli. İkincisi ise, hastaya değil, sanayiye yönelik eğitim verilmesi. Eczacılık eğitiminin iyileştirilmesi için hasta odaklı bir eğitim verilmeli ve yeni eczacılık fakültesi açılmamalıdır.

Birçok ülkede eczacılık eğitimi eczane pratikleri yerine temel bilimleri, ilacın etkili kullanım bilgisi yerine ilaç üretimi; sağlık ekibinin parçası olmak yerine, izolasyon pratiğini vermektedir. Oysa eczacılık eğitimi, eczacıların karar alma, iletişim, liderlik, idari ve yönetim yetenekleri, ömür boyu öğrenme yeteneklerini geliştirmelidir.

İLAÇTA AR-GE OLMAZSA OLMAZ!

Orijinal ilaç üretimi, her şeyden önce Ar-Ge yatırımı gerektirir. Bunun için de güçlü bir yerli ilaç sanayi olması gerekir. Türkiye ilaç sanayi güçlüdür ancak gücünün bir kısmını fason üretimden almaktadır. Ar-Ge yatırımları özel teşvik kapsamına alınmadığı sürece, orijinal ilaç üretiminin bir cazibesi olmayabilir, zira çok pahalı ve piyasaya sürülmesi için yaklaşık on yıl gerektiren yatırımlardır bunlar. Ar-Ge altyapısının geliştirilmesi ve gerekli insan gücünün eğitimi, diğer önemli konulardandır.

2006 YILI TEDAVİ YARDIMINA İLİŞKİN TEBLİĞ DEĞİŞTİRİLMEMELİ!

Sosyal Güvenlik Kurumu ve Maliye Bakanlığı tarafından yayımlanacak olan Sağlık Uygulama Tebliği Taslağının 14.İlaçlarda Uygulanacak İndirim Oranları ve Eşdeğer İlaç Uygulaması başlıklı maddesinin 14.1 Uygulanacak indirim oranları bölümünün (c) maddesinde yer alması düşünülen â??â?¦ Eczaneler yukarıdaki satış hasılatlarına göre belirlenen indirim oranlarından daha yüksek indirim oranı uygulayabilirler.â? Hükmünün, eczacılık mesleği ve ilaç hizmeti açısından kabul edilemez bir uygulama olduğunu belirtiriz. Söz konusu hükmün yer aldığı bu Sağlık Uygulama Tebliğiâ??nin yayımlanması, meslektaşlarımızı, ilaç hizmeti verememe tehlikesi ile karşı karşıya getirecektir. Sağlık Uygulama Tebliğinde yer alması düşünülen söz konusu hüküm, mesleki ve etik anlamda meslektaşlarımıza ağır bir darbe vuracak; üyelerimizin eşit hizmet verme hakkı ellerinden alınmış olacaktır. Bu değişikliğin yapılması halinde oluşacak kaotik tablo; eczaneler tarafından verilmekte olan sağlık hizmetini kesintiye uğratacaktır. Yürürlükte bulunan ve eczaneler tarafından uygulanmakta olan 2006 Yılı Tedavi Yardımına İlişkin Tebliğin ilgili maddesi değiştirilmemelidir. Varolan uygulamanın korunması talebimizin göz önüne alınmaması durumunda mesleğimiz açısından oluşacak sıkıntılar, gazete ilanı ve ardından tüm üyelerimizin katılacağı bir miting ile kamuoyuyla paylaşılacaktır.


İLAÇ VE TIBBİ CİHAZ KURUMU VE ELEŞTİRİLERİMİZâ?¦

Son dönemde getirilen İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Kanun Tasarısı, tıbbi ürün ve ilaçların kullanıcıya ulaşmasına kadar geçen süreçte her türlü düzenleme ve denetlemeyi yapmaya yetkili bir kurumun kurulmasını esas alıyor. Fakat tasarı aynı zamanda 984 ve 1262 sayılı yasaların düzenleme alanlarına da girmektedir. Başlangıçta tasarıda çeşitli eksiklikler bulunuyordu. Eczacılık mesleğini ve meslektaşlarımızı zor durumda bırakacak bu eksik ve yetersiz maddeler üzerinde pek çok kişiyle görüşlerimizi paylaştık, düzeltilmesi gereken noktaları aktardık. Sonuçta belli bir noktaya gelinerek özellikle tartışılan konulurda belli bir uzlaşma sağlandı. İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğüâ??nün kaldırılması durumunda, eczacılık açısından oluşan boşluğun doldurulması gerektiğini düşünmekteyiz.

Tüm bu açılardan bizim taslağa ilişkin genel değerlendirmemiz, hala eksiklerin olduğu, mevcut düzenlemeleri değiştirdiği takdirde sektörün sorunlarını gideremeyeceği, görev ve sorumlulukları net olmayan bir kurumun yaratılmasının sorunları çözmek yerine yeni sorunlar yaratacağı şeklindedir.


6197 SAYILI ECZACILIK YASASI BİR AN ÖNCE GÜNCELLENMELİ!


6197 sayılı Eczaneler ve Eczacılık Hizmetleri Hakkında Kanun, mesleğin güncel gereklerine yanıt vermekten uzaktır. Türk Eczacıları Birliği uzun bir süredir yasanın güncellenmesi için uğraş vermiş ve sonunda bir noktaya gelmiştir. Mevcut taslağa göre eczaneler nüfusa göre sınırlandırılacak. İkinci eczacılık kavramı getirilecek. Bu durum ciroya göre oluşturulacak. Meslek içi eğitim zorunlu hale gelecek. Eczane teknisyeni diye bir kavram yasaya giriyor ve bunların eğitimi de zorunlu hale gelecek. Tasarı yasalaştığında mesleğimiz için yeni bir dönem başlamış olacak. Yasa şu anda Başbakanlıkâ??ta bulunuyor. Umarız en kısa zamanda yasanın çıktığı haberini kamuoyuyla paylaşma fırsatı buluruz.

JENERİK İLAÇ VE AKILCI İLAÇ KULLANIMI DESTEKLENMELİDİR!

Türkiyeâ??nin eşdeğer ilaç kullanımı yoluyla 2004 yılında sağladığı tasarruf 417 milyon dolardır. Jenerik eşdeğer ilaç kullanımını özendirici tedbirleri artırmak durumundayız. Eşdeğer ilaç bakımından en önemli gelişme, kamu sigorta kurumlarının geri ödeme sistemini eşdeğer ilaç lehine değiştirmiş olması. Biz buna ek olarak eşdeğer ilacın farmasötik eşdeğer olarak belirlenmesini istiyoruz. Bu da jeneriklerin Pazar payını kaçınılmaz olarak artıracaktır. Aynı biçimde, ilaçların akılcı kullanımı ile ilgili toplumu bilinçlendirici faaliyetler de yürütmek, hem insan sağlığı hem de kamu bütçesinin korunması için çok elzem bir konudur. Biz, bu alanda da üzerimize düşeni yapıyoruz.

SSKâ??DAN AYRILAN ECZACILAR İÇİN GETİRİLEN 3 YIL YASAĞI KALDIRILDI

2531 Sayılı Yasanın 2. Maddesiâ??nde değişiklik öngören teklif Meclisâ??te kabul edildi. T.C. Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığı SSK İlaç ve Eczacılık Daire Başkanlığıâ??nın yayımladığı 08.09.2006 tarih XVII-16 EK Genelgesi ile 2531 sayılı â??Kamu Görevlerinden Ayrılanların Yapamayacakları İşleri Hakkındaki Kanununâ? 2. Maddesine göre, SSKâ??da çalıştıktan sonra hangi sebeple olursa olsun kurumdan ayrılan eczacıların, serbest eczane açmaları durumunda 3 yıl süre ile kurumla sözleşme yapmaları yasaktı.


Bu durum Sosyal Sigortalar Kurumuâ??ndan ayrılıp serbest eczane açmış ya da açacak olan eczacıların mağduriyetine sebep olmaktaydı. Konu ile ilgili olarak TEB Yönetimi olarak çeşitli girişimlerde bulunduk, görüşmeler yaptık. Daha sonra eczacı milletvekilleri Meclisâ??e, Kanun değişikliği önergesi sundu. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu ve TBMM Sağlık, Aile Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Başkanı Prof.Dr.Cevdet Erdöl ile görüşmeler yapıldı, yasanın ilgili maddesi değiştirildi. Diş hekimi, hekim ve eczacılar yasaklı meslekler grubu kapsamının dışında bırakıldı. Yeni uygulama, Resmi Gazeteâ??de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Artık SSKâ??dan ayrılan eczacılar, 3 yıl beklemeksizin kurumlarıyla sözleşme yapabilecekler.


İTHAL İLAÇ PROTOKOLÜNÜN KAPSAMI GENİŞLETİLDİ

Sosyal Güvenlik Kurumu ile yaptığımız görüşmeler neticesinde imzalanan â??Yurtdışından Bireysel Tedavi İçin Reçete Bazında İlaç Teminiâ? protokolüyle, TEB tarafından yurt dışından ilacı getirilen ve Kurumu tarafından sağlık giderleri karşılanan hastaların kapsamı genişletildi. Bundan böyle Bağ-Kurâ??lu çalışan ve emekliler, eş ve çocukları; SSK çalışan ve emekliler, yurt dışı sigortalısı ile bakmakla yükümlü olduğu kişiler; Emekli Sandığı emeklileri, getirilen ilaçların parasını kendisi ödemeyecek, direkt SGK ödeyecek. Protokol sayesinde daha çok sayıda sigortalı ve hak sahibinin ilaç bedeli, doğrudan SGK tarafından karşılanarak ilaç temini sağlanacak.

ECZACILARIN DÖNER SERMAYE PAYLARI ARTTIRILDI!

Sağlık Bakanlığı tarafından yayımlanan â??Sağlık Bakanlığıâ??na Bağlı Döner Sermaye İşletmelerinden Merkeze Aktarılan Tutarın Dağılım ve Sarfı İle Bu Tutardan Bakanlık Merkez Teşkilatında Görevli Personele Ek Ödeme Yapılmasına Dair Yönergeâ?de eczacılar, â??diğer sağlık personeliâ? başlığı altında değerlendirilmekte ve bu nedenle döner sermayeden, hekimlerden ve diş hekimlerinden daha düşük bir katsayı almaktaydılar. İnsan sağlığını her şeyin üzerinde tutan ve bir sağlık çalışanı olan eczacılarımızın da aldıkları payların artırılması ve eşit seviyeye getirilmesi çabalarımız sonuç verdi.

Sağlık Bakanlığı ve TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu üyeleri bir yasa tasarısı hazırlayarak TBMMâ??ye sundular. Teklif yasalaşarak, yürürlüğe girdi. 4 Temmuz 2006 tarih 26218 sayılı Resmi Gazeteâ??de yayımlanan â??Hastane müdürü ile eczacılara yüzde 250â??sini ve başhemşirelere yüzde 200â??ünüâ? ibaresiyle, eczacıların döner sermayeden aldıkları payın miktarı 250â??ye çıkarıldı. Bu sağlık hizmeti veren eczacılarımız için sevindirici bir durumdur.

TOPLUM KALKINMASINA YATIRIM YAPIYORUZ!

Türk Eczacıları Birliği, bir sağlık meslek örgütü olarak insanların sağlıklı yaşamasının yaşam kalitesi ile de ilgili olduğunu düşünüyor. Bu bakımdan toplum kalkınmasına yönelik projeler, Birliğimizin vazgeçilmez bir unsurudur. Son olarak Vanâ??da yaptırdığımız ilköğretim okulu, şimdiye kadar yaptırdıklarımızın dördüncüsü oldu. Okul, geçtiğimiz yıl öğretim yılına başladı, okulda okuyan kız çocukları için de burs kampanyası başlattık. Kızlarımızın okuması için eczacılar olarak, büyük çabalar sarf etmekteyiz.

Diyarbakırâ??da ise toplumumuzun en büyük yaralarından biri olan madde bağımlısı sokak çocukları için bir Tedavi Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi kurduk. Diğer yandan Çankaya Belediyesi ile birlikte Ankaraâ??da bir Geriyatri Hastanesi ve yaşlı vatandaşlarımız için bir bakım merkezi kurmak konusunda ortak bir proje geliştirdik. Geçtiğimiz günlerde bununla ilgili protokolü de imzaladık. Nüfusumuzun gittikçe yaşlandığı düşünülürse, bu hastanenin önemli bir eksikliği gidereceğini düşünerek, çalışmalarımızı hızlandırdık.

Tüm eczacılarımız 14 Mayıs Bilimsel Eczacılık Günüâ??nü kutluyor, eczacılar olarak sağlıklı bir gelecek için sağlıklı bir toplum yaratma konusundaki çabalarımızı sürdüreceğimizi tüm kamuoyuna duyuruyoruz.