Sayın Başkan,

Merkez Heyeti’nin Değerli Üyeleri,

Denetleme Kurulu ve Yüksek Haysiyet Divanı’nın Değerli Başkan ve Üyeleri,

Eczacı Odalarımızın Değerli Başkan ve Yöneticileri,

Değerli Meslektaşlarım,

Hepinizi 6.Bölge Samsun Eczacı Odası adına saygıyla selamlıyorum.

38. Dönemin ilk bölgelerarası toplantısında;

İlk kez 9 sene önce görev aldığım,

7 senedir Yönetim Kurulunda bulunduğum,

Son 4 senesinde Saymanlık görevini üstlendiğim Samsun Eczacı Odası’nın Başkanı olarak Antalya Eczacı Odası’nın ev sahipliğinde burada bulunuyorum.

Öncelikle bu güzel misafirperverlikleri için Kerem Başkan’a ve Antalya Eczacı Odası’nın çok değerli yöneticilerine teşekkür ediyorum.

Mesleki anlamda yoğun gündemli bir 6 (ALTI) ay geçirdik. Önce SGK ile bir protokol imzalandı. Son olarak da “Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” kabul edildi ve kanunlaştı.

Öncelikle özveriyle ailelerden, çocuklarından, eczanelerinden uzakta bizleri temsilen görüşmelere katılan Merkez Heyeti Üyelerine şahsım ve odam adına teşekkür ediyorum.

Evet, önce protokol imzalandı. Kazanımlarımız oldu, kazanamadıklarımız oldu. Protokol maddelerindeki pazarlıkları teker teker incelediğimizde bir kısmının örgüt bütünlüğümüz, bir kısmının ise doğrudan eczacının kazancını tehlikeye atabilecek maddeler olduğunu görebiliyoruz.

En büyük kazanımımızın örgüt bütünlüğümüzden ödün vermemiş olmak olduğunu düşünüyoruz. Sembolik de olsa protokolde ve eczacılık literatürümüzde ilk defa yer alan hizmet bedeli kavramını mesleğimizin geleceği açısından atılmış büyük bir adım olarak görüyoruz.

Bir diğer kazanımımızda devletin hala en çok bize güveniyor olmasıdır. Kendi personelleri yerine muayene ücretlerini hala bize tahsil ettirecek kadar güven kazanmak da mesleğimiz açısından onur verici olsa gerek !!!

Provizyon sistemi de hala sıkıntı yaratmaya devam ediyor. Özellikle yeni bir uygulamaya geçilirken artan sıkıntıların, e-reçete uygulamasının pilot olarak yapıldığı Eskişehir İlimizde doruk noktasına ulaştığını Yücel Başkan’dan öğreniyoruz. Bu da oldukça endişe vericidir.

Protokolün bu olumsuzlarının bir şekilde üstesinden gelinebileceğini düşünsek de Kamu Kurum Iskontosu’nun (KKİ) hala bizim üzerimizden aktarılmasını oldukça sakıncalı buluyoruz.

Ekim ayında Global Bütçe toplantısı sonucunda tekrar KKİ uyumsuz ilaç artışına maruz kalmayacağımızın hiçbir garantisi bulunmamaktadır. Böyle bir durumla karşılaştığımızda geçtiğimiz yıl 341 adet olan KKİ uyumsuz ilaç adedinin bu yıl 1341 adet olacağını öngörmekteyiz. Ayrıca ilacın KKİ’ sini artırmayan ya da fiyatını düşürmeyen firmalar, temsilcileri aracılığıyla ekstra ıskonto vermektedirler. Ve reçete arkası çıktılarında fiyat farkı çıksa dahi alınmasına gerek olmadığı yönünde hasta ve hekim propagandası yapmaktadırlar. Bu da çok büyük bir tehlikedir.

Ayrıca ekonomik problem yaşayan ülkelerde olduğu gibi ilaç karı sıfırlaması tehlikesini yarın ülkemizde KKİ’ yi yüzde yüze %100 çıkararak uygulanmayacağının garantisi yoktur.

Bu tehlikelerden ötürü KKİ problemini ve protokoldeki 1 Ekim tarihini çok önemsiyoruz.

Bölgemizde, Samsun’ da 2009 protokolüne göre ceza almış ve mahkemesi devam eden meslektaşlarımızdan 2012 protokolünden yararlanmak istediklerinde davalarından feragat etmeleri gerektiği bildirilmektedir. Oysa böyle bir zorunluluk olmayacağı belirtilmişti.

Bu hususun da netleştirilmesini istiyoruz.

Geçen hafta tarihi bir an’a tanık olduk. 59 yıllık yasamızda değişiklikler oldu. Özellikle eczane sayısına sınırlama getirilmesini mesleğimizin kalitesini, saygınlığını, tekrar kazanma yolunda önemli bir adım olarak görüyoruz. Daha 8 (sekiz) yıla kadar 7 eczacılık fakültesinden 600 mezun verilirken bugün açılmış olan 27 adet eczacılık fakültesinde toplam 7500 öğrencinin okuyor oluşu durumun vahametini gözler önüne sermektedir.

Bu durumun gelecekte eczane açamayacaklara da sektörümüz içerisinde yeni alanlar bulmamız gerektiğinin göstergesidir.

- Eczacısız çalışan ilaç sanayisinin;

- Az eczacıyla çalışan koskoca hastanelerin;

- Yine eczacısız çalışan özel hastanelerin;

- Hangi ciroda olursa olsun tek eczacıyla çalışan ecza depolarının;

- Eczacısız ya da tek eczacıyla çalışan dağıtım yapılan eczacı odalarının;

Eczacılık meslek alanları dâhilinde olduğunu her kesime anlatmamız gerekmektedir.

Değişikliğe uğrayan yasamızın sağlam temeller üzerinde geleceği kucaklayan sağlam bir bina haline gelmesi için yönetmeliklere de hassasiyet gösterilmesi gerekmektedir.

Emeklilik hakkı için; tatmin edici, gelecek kaygısını gideren bir emeklilik planımızın olması için özenle çalışmamız gerekmektedir.

Yarınlara umutla bakabilmemiz için bu konuyu çok önemsiyoruz.

Eczacının; ortalama olarak

%3 Ticari Iskontosunun

%3 MF Iskontosunun

%3 Depolardan aldığı ek Iskontoların kaybından doğan gelir kaybının, kazanılması gereken meslek hakkı ve kutu başı bir bedel ile telafi edilmesi yolunda çalışmalar yapılması gerekmektedir. Dünyada eczacıya; hem hizmet bedeli, hem meslek hakkı, hem de kutu başı bir bedel ödeyen ülkeler bulunmaktadır. Bizde de bunun olabileceğini düşünüyoruz.

Büyük bir değişim yaşıyoruz. Adına globalleşme dedikleri vahşi kapitalizmin baskısı altındayız.

İlaç firmaları teyakkuzda; yerli ilaç sanayi globalleşeceği günü bekliyor adeta. En son Mustafa Nevzat ilaç firmasını da globalleştirdik. Ecza Depoları teyakkuzda; yılı %10 düşük ciroyla kapatmaya şimdiden razılar. Biz eczacılar ucu keskin kılıç üzerinde yürümeye çoktan alıştık bile. Düşük ve baskıcı ilaç fiyat politikası yüzünden yeni ilaç molekülleri ülkemize teğet bile geçmezken, buna rağmen sağlık harcamaları ihtiyaç değil kara delik olarak görülürken, bu günleri iyi günlerimiz olarak hatırlamamak için daha çok çalışmalıyız.

Şimdilik sadece uzak doğuda, piyasasına girdikleri ülkelerin ilaç politikalarını ve eczacılık sektörünü derinden etkileyen, ilaç fiyatlarının çok daha aşağılara çekilmesine neden olan, Çin ve Hindistan ilaç endüstrisinin ülkemizde yer almasına engel olmalıyız. Yakın zamanda Çin Gıda ve İlaç Dairesi’nin kapsüllerinde normalden fazla krom bulunan, yenilebilir jelâtin yerine endüstriyel jelâtin içeren 13 ilacını geri çekmesi insan sağlığı tehlikesi açısından yeterli bir örnektir.

Son olarak;

Sizlere Samsun’dan selam getirdik.

Geçen hafta 19 Mayıs ile ilgili yaşananlar bizi biraz daha fazla üzdü.

Çünkü Samsun;

19 Mayıs şehridir.

Kulüp armasında 19 Mayıs’ı simgeleyen tek şehridir.

Ve 19 Mayıs;

Bir ulusun Kurtuluş Savaşının başladığı tarihtir.

19 Mayıs

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları ile vatanı kanlarıyla sulamış olan aziz şehitlerimizi andığımız tarihtir.

Göstermelik kutlanmaya çalışılan

“19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramınız” kutlu olsun diyor,

Beni sabırla dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.

Hepinizi umut dolu kalbimle selamlıyorum.

Ecz.Onur Ferhat KARACAN

6.Bölge Samsun Eczacı Odası

Yönetim Kurulu Adına

Başkan